Euro 2012’de
ilk maçlar sona erdi. Polonya’nın
Yunanistan’la berabere kaldığı maçla açılan turnuvada ilk maçların ardından
göze çarpan şey, ezici bir favorinin öne çıkamamış olması. İlk maçlarda turnuvanın en büyük sürprizi Hollanda’nın
Danimarka karşısındaki mağlubiyeti oldu. Almanya ve İspanya ise beklentilerin
altında futbol oynayarak hayal kırıklığı yaratırken, İtalya ve Rusya en azından
ilk maçların sonundaki görüntüyle iddialı olabileceklerini ortaya koydular.
A Grubu’nda
Rusya’nın Çekleri ezici bir oyundan sonra 4-1 yendiği maçla turnuvanın iddialı
ekiplerinden olduğu açık bir şekilde ifade etmiş oldu. Arshavin’in liderliğinde
hızla rakip kaleye gidip tehlikeli pozisyonlar yaratan Ruslar, bu pozisyonları
değerlendirmekte de diğer favorilerden daha becerikli göründüler. Özellikle
CSKA Moskova’nın 21 yasındaki genç yıldızı Alan Dzagoev, attığı iki golle bir
anda turnuvanın en dikkatli izlenen futbolcularından bir haline geldi. Bu grupta
Yunanistan ve Polonya’nın ise ikincilik mücadelesi vereceklerini varsaymak daha
gerçekçi olur. Muhtemelen gözlerine kestirecekleri takım da Çek Cumhuriyeti
olacak. Bu iki takımın da Rusya’yı yenebilme şansları çok yüksek görülmüyor.
Hollanda’nın
Danimarka karşısındaki sürpriz mağlubiyetiyle açılan B Grubu’nda Portakalların
kaderini belirleyecek maç çarşamba günü oynanacak. Eğer eve erken dönmek
istemiyorlarsa, Hollandalıların Almanya karşısında yenilmemeleri şart.
Danimarka gibi savunma disiplini içinde oynayan bir takıma karşı bile gol
pozisyonuna girmekte zorlanmayan Hollanda’nın forvet hattındaki Arjen Robben ve
Robin van Persie’nin Danimarka karşısında olduklarından daha becerikli ve
bitirici noktalarda daha etkin olmaları gerekecek. Aynı grupta Almanya da
Portekiz’i ancak 1-0’la geçebildi. Almanlar açısından sorun, iki yıl önceki
dünya kupası finalleri sırasında izlettikleri akışkan oyunu bu turnuvanın ilk
maçında sahaya taşıyamamaları oldu. Bunda
Portekiz’in yakın geçmişteki turnuvaların tersine ilk kez hem hücumda hem de
savunmada maçtan kopmaması ve taktik disiplinini sahaya yansıtması da etkili
oldu. Portekizliler, geri düşmüş olmalarına karşın kontrollü hücumla gol
aramayı tercih ettiler. Biraz becerikli olabilselerdi kazanmaları işten bile
değildi, zira maçı son 10 dakikada bile lehlerine çevirebilecekleri
pozisyonları yakalamışlardı. Portekiz’in de umutlarını sürdürebilmesi için
Danimarka’yı yenmesi gerekiyor.
C Grubu’nda
forvetsiz çıktığı İtalya karşısında Del Bosque’nin İspanya’sı beraberliği zar
zor kurtardı. Yine topa daha fazla sahip olan taraftı İspanyollar ancak
özellikle ilk yarıda pozisyonları bulan İtalyanlar oldu. Di Natale ve
Fabregas’ın karşılıklı göllerinin ardından son 20 dakikasına berabere girilen
maçta sonradan oyuna katılan Torres bu yıl sezon başından beri gol yollarındaki
şanssızlığının sürdüğünü gösterdi. İtalyanlar ise geleneksel savunma futbolu
anlayışının dışında daha hücuma dönük, çabuk paslarla rakip kaleye giden bir
oyun stratejisiyle turnuvanın iddialı takımlarından olduklarını gösterdiler. İtalyanların
gruptaki kaderlerini belirleyecek maç Hırvatistan karşısında perşembe günü.
İrlanda Cumhuriyeti’ni 3-1 yenen Hırvatistan da oynadığı futbolla grupta
iddialı olduğunu gösterdi. Ancak 2008’deki çeyrek final başarılarını tekrarlayıp
tekrarlayamayacaklarını İtalya karşısında verecekleri sınav belirleyecek.
D Grubu’nda
ise manşetlerde Andriy Schevchenko var. Ukraynalı yıldız İsveç karşısında 1-0
geriye düştükleri maçta zekice iki kafa golüyle takımını grubun liderliğine
taşıdı. Grubun favorileri İngiltere ve Fransa ise mücadelesi yoğun, pozisyonu
kısır bir maçtan birer puanla ayrıldılar. İngiltere yeni teknik direktörü
yönetiminde, zaman zaman 2004’un Yunanistan’ı gibi bir futbol oynuyor: Sert
defans, savunmada kapanıp bulabilecekleri bir golle maçı kazanmak. Roy Hodgson,
yıllardır turnuvalardaki başarısızlıklardan bıkmış olan İngiliz futbol
kamuoyuna iyi futboldan önce sonuç sunması gerektiğinin farkında. İngilizlerin
beklentisinin düşük olması da Hodgson üzerindeki kamuoyu baskısını hafifletiyor. Fransa ise
yeni ve genç bir kadroyla katıldığı Euro 2012’de gizli favoriler arasında
sayılıyordu. İngiltere karşısında en azından kaybetmediklerine seviniyor
olmalılar. Gruptaki kaderlerini belirleyecek maç ev sahibi Ukrayna’ya karşı.
Kazanırlarsa mücadeleleri grup birinciliği için olacak. Zira son maçları
İsveç’le.
Kaynak: BBC Türkçe