Rijkaard resmi olarak takımın başındaki ilk sınavını Tobol karşısında verdi. Çoğu kişiye göre de, daha ilk maçtan sınıfta kaldı. Mevcut futbol yorumcularının geniş bir kesimi ise ne yapmaya çalıştığını anlayamamaktan yakındı. Bu konuda da haklıydılar.. Ne yaptığını anlayamamışlardı o yüzden de onlara göre Rijkaard ilk maçında fire verdi..
Ekran başında izlenen futbola bakıldığında, tamamen gençlerden oluşan kadrosuyla duran toptan gelen gol dışında doğru düzgün pozisyon bulamayan, rekip kaleye ancak 40. dakika da yaklaşabilen bir Galatasaray vardı. Adeta bir hazırlık maçı gibi.. Dün gece Central Stadium’da oynanan futbolun altında yatan durum da buydu; hazırlık..
Rijkaard aslında bu maçla iki açıdan hazırlık yapıyordu. Rakibin durumunu göz önünde bulundurarak maçın skorunu İstanbul’a bıraktığının herkes bilincindedir sanırım.
Gelelim hazırlık mevzuna.. Rijkaard’ı anlamanın yolu sanırım sözlerini dinlemekten geçiyor. Maç sonrasında yaptığı açıklamada “hazır olmamaları” nedeniyle Baros ile Arda'yı 90 dakika oynatmanın risk olacağını düşündüğü için bu şekilde bir 11 çıkardığını dile getirdi.. Elemeler, daha transferlerin devam ettiği ve takımın hazırlık takviminde daha çok başlarda olduğu bir zamanda oynandı. Evet Galatasaray, Tobol karşısında ezici üstünlük sağlayacak bir kadroya sahip fakat henüz hazır olmadıkları bir dönemde onları sahaya sürmenin yaratacağı tehlike dün alınan skordan daha önemli.
Galatasaray dün as kadrosuyla çıkıp tatsız bir futbolla galibiyete ulaşmış olsaydı, gerek teknik adam gerekse futbolcular için yapılan eleştiriler takımın gelişimini engelleyecek şiddette olacaktı. Bunun bilincinde olan Rijkaard ise aslarını şimdilik elinde saklamayı seçerek, hazırlık tadında bir kadroyla formalite maçına çıkmayı seçti. Bu tercihi ise takımda bazı dengeleri sağlamasının önünü açtı..
Hollandalı teknik adamın bu seçimi dün gece renksiz bir maç izlememize sebep olmuş olabilir. Fakat takım içindeki dengeleri sağlaması açısından önemli bir adımdı.. As oyuncuların her maçta öne sürülmeleri zamanla oyuncu egolarının takım çıkarlarının önüne geçmesine sebep olduğu ortada. Bunun en yakın örneği olarak Lincoln olayı var.. Böyle bir sıkıntının bir kez daha yaşanmaması için Rijkaard oyuncularına yaklaşımlarında daha temkinli davranıyor. Seçtiği kadroyla, gerektiğinde yıldızların kenarda bekleyebileceğini gösterirken diğer taraftan da alt yapıdan yetişip kadroya girme telaşında olan oyunculara güven aşılayarak ayaklarının daha sağlam basmasını sağlamış oldu. Her ne kadar, spor yorumcuları Rijkaard’ın acil bir Türk futbolu rehberine ihtiyacı olduklarını iddia etseler de, o aslında her şeyin farkında.. Dün gece sahaya sürdüğü kadro ile hem kendini hem de takımını sert eleştirilerden korumayı bildi..
Galibiyet gelmese de, skor Galatasaray’ın lehine ve takım zaten bu maçın telafisini alabilecek güçte.. Geçen sene çok başarılı bir kadronun yanlış teknik adamların elinde heba olmasından sonra, gerek yaptığı yerinde müdahaleler gerekse oyuncular arasında kurduğu denge ile Galatasaray sonunda doğru adamı buldu diyebiliriz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder