13 Haziran 2012 Çarşamba

Euro 2012’de ilk maçların ardından


Euro 2012’de ilk maçlar sona erdi. Polonya’nın Yunanistan’la berabere kaldığı maçla açılan turnuvada ilk maçların ardından göze çarpan şey, ezici bir favorinin öne çıkamamış olması. İlk maçlarda turnuvanın en büyük sürprizi Hollanda’nın Danimarka karşısındaki mağlubiyeti oldu. Almanya ve İspanya ise beklentilerin altında futbol oynayarak hayal kırıklığı yaratırken, İtalya ve Rusya en azından ilk maçların sonundaki görüntüyle iddialı olabileceklerini ortaya koydular.


A Grubu’nda Rusya’nın Çekleri ezici bir oyundan sonra 4-1 yendiği maçla turnuvanın iddialı ekiplerinden olduğu açık bir şekilde ifade etmiş oldu. Arshavin’in liderliğinde hızla rakip kaleye gidip tehlikeli pozisyonlar yaratan Ruslar, bu pozisyonları değerlendirmekte de diğer favorilerden daha becerikli göründüler. Özellikle CSKA Moskova’nın 21 yasındaki genç yıldızı Alan Dzagoev, attığı iki golle bir anda turnuvanın en dikkatli izlenen futbolcularından bir haline geldi. Bu grupta Yunanistan ve Polonya’nın ise ikincilik mücadelesi vereceklerini varsaymak daha gerçekçi olur. Muhtemelen gözlerine kestirecekleri takım da Çek Cumhuriyeti olacak. Bu iki takımın da Rusya’yı yenebilme şansları çok yüksek görülmüyor.

Hollanda’nın Danimarka karşısındaki sürpriz mağlubiyetiyle açılan B Grubu’nda Portakalların kaderini belirleyecek maç çarşamba günü oynanacak. Eğer eve erken dönmek istemiyorlarsa, Hollandalıların Almanya karşısında yenilmemeleri şart. Danimarka gibi savunma disiplini içinde oynayan bir takıma karşı bile gol pozisyonuna girmekte zorlanmayan Hollanda’nın forvet hattındaki Arjen Robben ve Robin van Persie’nin Danimarka karşısında olduklarından daha becerikli ve bitirici noktalarda daha etkin olmaları gerekecek. Aynı grupta Almanya da Portekiz’i ancak 1-0’la geçebildi. Almanlar açısından sorun, iki yıl önceki dünya kupası finalleri sırasında izlettikleri akışkan oyunu bu turnuvanın ilk maçında sahaya taşıyamamaları oldu. Bunda Portekiz’in yakın geçmişteki turnuvaların tersine ilk kez hem hücumda hem de savunmada maçtan kopmaması ve taktik disiplinini sahaya yansıtması da etkili oldu. Portekizliler, geri düşmüş olmalarına karşın kontrollü hücumla gol aramayı tercih ettiler. Biraz becerikli olabilselerdi kazanmaları işten bile değildi, zira maçı son 10 dakikada bile lehlerine çevirebilecekleri pozisyonları yakalamışlardı. Portekiz’in de umutlarını sürdürebilmesi için Danimarka’yı yenmesi gerekiyor.

C Grubu’nda forvetsiz çıktığı İtalya karşısında Del Bosque’nin İspanya’sı beraberliği zar zor kurtardı. Yine topa daha fazla sahip olan taraftı İspanyollar ancak özellikle ilk yarıda pozisyonları bulan İtalyanlar oldu. Di Natale ve Fabregas’ın karşılıklı göllerinin ardından son 20 dakikasına berabere girilen maçta sonradan oyuna katılan Torres bu yıl sezon başından beri gol yollarındaki şanssızlığının sürdüğünü gösterdi. İtalyanlar ise geleneksel savunma futbolu anlayışının dışında daha hücuma dönük, çabuk paslarla rakip kaleye giden bir oyun stratejisiyle turnuvanın iddialı takımlarından olduklarını gösterdiler. İtalyanların gruptaki kaderlerini belirleyecek maç Hırvatistan karşısında perşembe günü. İrlanda Cumhuriyeti’ni 3-1 yenen Hırvatistan da oynadığı futbolla grupta iddialı olduğunu gösterdi. Ancak 2008’deki çeyrek final başarılarını tekrarlayıp tekrarlayamayacaklarını İtalya karşısında verecekleri sınav belirleyecek.

D Grubu’nda ise manşetlerde Andriy Schevchenko var. Ukraynalı yıldız İsveç karşısında 1-0 geriye düştükleri maçta zekice iki kafa golüyle takımını grubun liderliğine taşıdı. Grubun favorileri İngiltere ve Fransa ise mücadelesi yoğun, pozisyonu kısır bir maçtan birer puanla ayrıldılar. İngiltere yeni teknik direktörü yönetiminde, zaman zaman 2004’un Yunanistan’ı gibi bir futbol oynuyor: Sert defans, savunmada kapanıp bulabilecekleri bir golle maçı kazanmak. Roy Hodgson, yıllardır turnuvalardaki başarısızlıklardan bıkmış olan İngiliz futbol kamuoyuna iyi futboldan önce sonuç sunması gerektiğinin farkında. İngilizlerin beklentisinin düşük olması da Hodgson üzerindeki kamuoyu baskısını hafifletiyor. Fransa ise yeni ve genç bir kadroyla katıldığı Euro 2012’de gizli favoriler arasında sayılıyordu. İngiltere karşısında en azından kaybetmediklerine seviniyor olmalılar. Gruptaki kaderlerini belirleyecek maç ev sahibi Ukrayna’ya karşı. Kazanırlarsa mücadeleleri grup birinciliği için olacak. Zira son maçları İsveç’le.

Kaynak: BBC Türkçe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Futbol Bloglarini Takip Edin