11 Eylül 2009 Cuma

Bu sefer Tanrı’nın değil, senin elin değmeli Maradona…


Güney Afrika’da düzenlenecek 2010 Dünya Kupası’na sayılı aylar kala, eleme heyecanı dünyanın 6 kıtasında devam ediyor. Büyük çoğunlukla favoriler ülke vatandaşlarını şaşırtmadan adlarını bir bir finallere yazdırırken, içlerinde bizim de bulunduğumuz bazı iddialı ekiplerse hayal kırıklığına uğramış durumda. Ama bir ülke var ki, dünya kupası tarihinin olmazsa olmazı, özel takipçileri olan ve futbola damgasını vurmuş başarılar yaşamış Arjantin. Oynadığı dönemde bir futbol sanatçısı olarak Pele’yle kıyaslanır hale gelen Diego Armando Maradona’nın önderliğinde şampiyonaya hazırlanan Arjantin’de alınan kötü sonuçlar ciddi bir endişe yaratmış durumda.
Güney Amerika eleme gruplarında bulunan ve ezeli rakibi Brezilya’yla liderlik mücadelesi için yola çıkan mavi beyazlılar, geride kalan 16 maçta (toplam 18 maç oynanıyor) 5.durumda. Brezilya ve Paraguay’ın gruptan çıkmayı garantilemiş olduklarını ve 3. durumdaki Şili’nin de Tangocuların 5 puan önünde bulunduğunu göz önünde tutarsak, Messi ve arkadaşlarının tek hedefi 4.cülüğü kovalamak olacak. Bu noktada eleme gruplarının formatından da bahsetmenin doğru olacağı kanaatindeyim. Amerika kıtasının 2 ayrı grubundan biri olan Güney klasmanında ilk dörde giren takımlar Dünya kupasına direk katılma hakkını kazanırken, 5.olan takım ise Kuzey klasmanın 4.cüsüyle play-off mücadelesi veriyor. Bu tabloda, halihazırda 5.durumda bulunan Arjantin’in bir baraj maçı oynayacağı öngörülse de arkadan tehdit eden Uruguay’ın da varlığı Tangocuları bir faciaya sürükleyebilir.
Formasında şampiyonluk için verilen 2 yıldızı taşıyan Arjantin’in tarihi başarılarla dolu ama efsane Maradona’yı zor günlerin beklediği açık. Televizyon karşısında izlediğimizde Türkiye’nin katılamadığı turnuvalara alışkın olsak da Arjantin’in olmayışı bizi derinden yaralayacaktır. Messi’nin, Tevez’in, Agüero’nun bulunmadığı bir turnuvada, Ekvadorlu Valencia’yla yetinecek olma korkusu, bizi gruplardaki son 2 maçta fanatik bir Arjantin taraftarı yapmak için yeterli. Ama şeytanın avukatlığına soyunup son 2 maçta Arjantin’in istediği sonuçları alamadığını kurgularsak, bu, 1970’de Meksika’daki kupanın ardından, futbolseverlerin 2.kaybı olacak.
Dileğimiz, Tangocuların en kısa zamanda toparlanması olsa da zorlu maratonda bu pek de mümkün görünmüyor. Ama elemelerin son iki maçında Arjantin’in en azından benim gibi düşünen futbolseverler tarafından da ek olarak destek göreceği açık. Tarihler 13 Ekim 2009’u gösterdiğinde dilerim ki Arjantin Dünya Kupası biletini almış olur ve bu yazı da hayal ürünü olmaktan ibaret kalır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Futbol Bloglarini Takip Edin