8 Eylül 2009 Salı

Unutulmaz Zaferler...Beşiktaş-Barcelona...



Takvimler 19 Eylül 2000’i gösterdiğinde, siyah beyaz renklere gönül vermiş herkesin aklında şu soru vardı. Bin bir gayretle katıldığımız Şampiyonlar Ligi, ikinci maçta son mu bulacaktı acaba? Çünkü 15 gün önce San Siro’da Milan karşısında alınan 4-1’lik mağlubiyet derin bir endişe yaratmış, turnuvanın en zor gurubunda yer almak kadere isyana neden olmuştu.
On binler İnönü’yü hınca hınç doldururken üç gün önceki Fenerbahçe zaferiyle en azından teselli bulacaklarını biliyorlar ve dünyanın en büyük yıldızlarını izleyecek olmaktan ötürü heyecan duyuyorlardı. Ve sahadaydı Beşiktaş, Shorunmu, Tayfur, Nihat, Nouma, dimdik rakiplerini bekliyor ve takımın başındaki Nevio Scala alışkın olduğu ortamda bilge tavrıyla dikkat çekiyordu. Sonra Barça çıktı sahaya, her bir taraftar onları ıslıklıyor ama Overmars, Rivaldo ve Kluivert’i yanındaki arkadaşını uyararak tanıdığını da belli ediyordu.
Saatler 21.45’e geldiğinde, böyle bir ortamda başladı maç. Temkinliydi Beşiktaş, ürkek ataklar yapıyor, karşısındaki devi biraz olsun rahatsız etmeye çalışıyordu. Bu durum yaklaşık 15 dakika devam etti ve Rivaldo’nun akıl dolu vuruşunu kurtaran Nijeryalı Shorunmu her şeyin akışını değiştirdi. Bu kurtarıştan sonra, Markus Münch, Abelardo’yu, Nihat ise Sergi’yi perişan etmeye başladı. Nouma, Frank De Boer’un çevresinde kayboluyor, Tayfur, Petit’le kıran kırana mücadele veriyordu. Takımın yıldızları görevlerini yaparken, Süleyman Seba’nın gönderilme sloganlarının malzemesi olan Ahmet Dursun kendini göstermek için 37.dakikaya kadar bekledi. Dutruel boşa çıkmış, gelen ortaya Ahmet Dursun ayağını uzatmıştı. Güntekin Onay, çılgınlar gibi golü duyuruyor, İnönü bir zafere hazırlanıyordu.
Maçı televizyondan izleyen milyonlar, karşılaşma öncesi yaşadıkları korkularını aşmış, siyah beyazlı camia bir vuruşla kenetlenmişti. Dakikalar ilerledi, Ahmet Dursun bir daha salladı Katalanları, 2-0’dı sonuç. Dalga dalga gelen Beşiktaş, 3. gol için saldırıyordu ve bu golü çok geçmeden Pascal Nouma’yla buldu.
Ve Nihatsever Beşiktaş taraftarının hiçbir zaman unutmayacağı an gelmişti. Kazanılan serbest vuruşta topun başındaydı genç oyuncu, Güntekin Onay, “Barcelona karşısında 4-0’ı arıyoruz” derken herkesin tüyleri diken diken oluyor, direkten dönen topla Karakartal Nihat’ı tanımadığını belirten Barça Teknik Direktörü Ferrer’e ders veriyordu. En mutlu günüydü Siyah Beyazlı camianın, ilk ezici zaferiydi bir dünya devine karşı. Tarihler 20 Eylül’ü gösterdiğindeyse, tüm gazetelerde yer alan şu başlık gözleri bir kez daha yaşarttı. “Hayal gücü sınır tanımadı! Beşiktaş, artık bir dünya markası” …
Aradan belki yıllar geçti, Liverpool, Marsilya, Dinamo Kiev gibi takımlar da eli boş döndü İnönü’den ama hiçbiri Barcelona zaferinin yerini tutmadı. İlkti çünkü o maç, bir milattı Beşiktaş için.
Sene 2009, Karakartal bir kez daha Şampiyonlar Ligi’nde, herkes biliyor ki artık çıtanın yükselmesi lazım, tek maçlık avunmalar yerine kapsamlı başarılar gerekiyor. Beşiktaş, bunu başarabilir mi bilinmez ama tek maçlık yazıların bir şampiyonluk romanına dönüşmesi için sanıyorum biraz daha beklememiz gerekecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Futbol Bloglarini Takip Edin